• 21 Aralık 2024 16:46

Sait ORHAN

Öğretmek için Öğrenin- Öğrenmek için Öğretin

Çocuğumun Ekran Alışkanlığını Nasıl Kazandırdım?

BySait ORHAN

Haz 22, 2021

Merhaba arkadaşlar,

Uzun zamandır bloğumda mesleğimle ilgili yazılar yazıyorum ancak bu sefer asıl mesleğim olan babalık süreci içerisinde önemli bir konuyu teşkil eden, çocuğumun ekran başında geçirdiği süreyi nasıl yönettiğimi elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım.

Öncelikle bu süreçte en büyük kolaylığımız, evimizde televizyon almamış olmamızdır. Bu vesile ile hem telefon hem bilgisayar ekranlarında programla ekranın süresini ve içeriğini kontrol edebiliyorduk. Bu kolaylığı dile getirdikten sonra şimdi de yaşına göre nasıl davrandığımızı açıklamaya çalışayım.

0-11 Ay

Bu süre içerisinde beslenmesinde olduğu gibi ekranlardan da uzak tutup sadece anne sütü niteliğinde ruhun gıdası olan Kur’an’ı dinletmeye çalıştık. Bu Kur’an dinletmelerini de ekrana sahip bir cihazdan değil de SD kart okuyabilen bir şarjlı hoparlörden açtık. 0-11 aylık sürecinde telefonları özellikle yattığı saatlerde odasına bile koymadık, WI-FI modemimi evin en ucundaki odaya taşıdım. Kısaca mümkün olduğunca onu elektronik cihaz ve dalgalardan korumaya çalıştık.

11-18 Ay

Bu dönemde şunu savunuyorduk. Biz evde telefonları ve bilgisayarı kullanıyorken çocuğumuza tamamen yasaklayarak koruyamayız. Bunun yerine telefonu eline vermeden, telefonu kendimiz tutarak 5-10 dakika, önceden kendimizin izleyip beğendiği videoları beraber izledik. Burada süre konusunda en büyük yardımcımız Samsung Kids uygulaması oldu.

Bu uygulamada; telefon içerisinde çocuğa ait bir alan oluşuyor ve uygulamayı açtıktan sonra tekrar uygulamadan çıkmak için ebeveyn parolası gerekiyor. Tabi bu dönemde hala telefonu eline vermeden beraber izlediğimiz için uygulamada kullandığımız özellik tanımlanan süre bitiminde ekranda görünen ve ekranı kilitleyen sevimli dinozorumuzdu.

Bu ekran geldikten sonra “Hadi oğlum! Bak bebek dino uyudu, biz de uyuyalım.” deyip uyuyorduk. Bu sürecin bir diğer avantajı da çocuğun uyku düzeninin oturması oldu. Çünkü dinomuz her akşam birbirine yakın saatlerde uyuyordu.

18-24 Ay

Bu süreçte aynı stratejiyi sürdürmeye devam ettik ancak farklı olarak süreyi 15-20 dakikaya yükselttik. 11-18 aylık dönemde sadece eğitici animasyonlar vardır. Bu animasyonların özelliği içerisinde hayvanların ve eşyaların konuşmuyor olmasıydı, 18-24 aylık dönemde de hala eğitici animasyonları açmanın yanında artık içerisinde hayvan ve nesnelerin de konuşmaya başladığı animasyonları açmaya başladık. Bu süreçte fark ettik ki çocukta şu güven gelişmişti: telefon kapansa bile tekrar açılacak. Böylece süresi bittiğinde çocukta bu güven olduğundan dolayı itiraz etmeden telefonu kapatmamıza izin veriyordu.

24-30 Ay

Bu dönemde artık ufaktan sipariş usulü çalışmaya başladık 🙂 Çocuğun istediği daha çok sevdiği videoları indirip yukarıda söz ettiğim Samsung Kids uygulamasına yükleyerek telefonu eline vermeye başladık. Günlük süreyi bu sefer uygulamada 15 dakika olarak ayarladık. Süre bittikten sonra eğer biraz daha izleyeyim diye isterse 5’er dakika olacak şekilde süreyi 25 dakikaya kadar uzatıyorduk. Burada uygulama şöyle çalışıyordu: 15 dakika bittikten sonra dino uyuyordu, ebeveyn kontrolünde sadece o oturum için ek süre verilerek tekrar açılıyordu. Bu dönemde de şunu kazanmıştık: çocuğumuz artık kendisi “yeter, çok izledim” demeyi öğrenmişti.

30-36 Ay

Bir önceki dönemde ki gibi uygulamamıza ek olarak Samsung Kids uygulamasına eğitici video, oyun, müzik, hikâye içeren uygulama yükledik ve bunun üzerinden artık video ve oyunları izlemeye, oynamaya başladık. Süre de artık 20 dakikadan başlayıp süre uzatmaları ile 35 dakikaya kadar çıkıyorduk.

36+ Ay

Bu dönemde açıkçası artık telefonu süre sınırlaması olmadan veriyoruz. Ancak gene de yanımızda izletiyoruz ve ona çaktırmadan bir kulağımız, gözümüz izlediği şeyde. Zararlı içeriğe denk geldiğinde kalbini kırmadan değiştirmesini sağlıyoruz. Buradaki önemli nokta biz telefonu elinden alıp kendimiz değiştirmiyoruz, onun değiştirmesini sağlıyoruz.

Diğer Önemli Noktalar

Hayatın bütün süreçleri birbirinden etkilendiği gibi bu süreci de sağlıklı yönetmemizde etkili olan bazı önemli noktalar var. Bu noktalar aslında bütün hayatın süreçlerinde etkili noktalardır.

  • Her ne olursa olsun çocuğa yapmayacağımız bir şeyi söylemedik. Öyle ki bazen, akşam sana şunu getireceğim dediğimde o şeyi bulmak için 4-5 market dolaştığım oldu. Bu şekildeki davranış; çocuğunuzun size her şartta güvenmesini sağlar.
  • Yaşına (37 aylık) bakmaksızın her şartta onun fikrini aldık. Hatta öyle ki evi boyatırken odasının rengini tamamen ona bıraktık ve onun seçtiği renge boyadık.
  • Evin hiçbir sürecinde onu, küçüktür anlamaz diye dışında tutmadık. Yeri geldi sandalye taşımada “Baba sana yardım edeyim” dedi. Yardım edecek diye o da sandalyeye sadece dokundu ama o işi beraber yaptık. O an onun dünyasında oluşan fikir: dünyanın en büyük işini başardığıdır.
  • Onunla konuşurken asla ayakta konuşmamaya dikkat ettik. Ya biz çöktük dizlerimizin üzerine ya onu aldık ama kesinlikle göz göze gelerek konuştuk.
  • Ve nasıl ki onun sözümüzü kesmesini istemiyorsak biz de onun sözünü kesmedik. Bazen kelime için dakikalarca bir araya getirmesini bekledik ama bekledik ve sonuçta bize derdini anlatıyordu.

Son söz olarak diyeceğim şey: Çocuklarınızın hiçbir derdini ve anlattığı şeyi küçük görmeyin. Çünkü onun bütün dünyası o kadar, yani bizim küçüğümüz aslında çocuğun bütün dünyası. Bu zamanda onun büyüklerini küçük görüp dinlemezsek, yarın ikimiz için de büyük dertleri de bizimle paylaşmayacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.